Ana içeriğe atla

Bilimsel olarak Nazar nedir?

 Hayatımızda en fazla kullandığımız kelimelerden biridir, nazar. 
Yeni ev, yeni iş, iyi bir tahsil, güzel-yakışıklı bir eş,  güzel bir çocuk. 

Bunlara sahip olmak, nazar kavramını kullanmamız için fazlasıyla yeterli. 

Bilimsel kısmını küçük bir alıntıyla açıklayalım.

 Nazar Nedir?

Nazar halk dilinde göz değmesi, göz yakması, göz çekimi, göz istemi ve göz ışıması olarak bilinir. Arapça nazar'a isabetül ayin denilir.

Nazar; bilimsel olarak, gözdeki retina kısmında bulunan ftoreseptör sinirlerinin kasılması sonucu açığa çıkan negatif ve pozitif göz akım ışınım akımına denir.

İspatlanmış haliyle Nazarın 3 türlü, Alfa(sarsıcı) Beta (kırıcı,yıkıcı) 
ve Gama (yakıcı) ışınları olarak, ışınım etkisi vardır.

(Konumuzu ilgilendiren. Halk arasında yoğun görülen, Alfa (sarsıcı) ışını.)

Nasıl oluşur?

Nazarın oluşa gelmesi için nazarı vuran kişinin, nazara gelecek kişiye negatif ışın göndermesi.  Bu bilinçsiz olarak gerçekleşen bir durumdur.

Nazar kesinlikle bilinçli olarak gerçekleşemez.

Nazar değmesi esnasında; bilimsel olarak beynin orta bölümü olan(Mezensefelon) kısmında nöronlar(sinirler) harekete geçer; 

fizyolojik açıdan esneme ve göz küresinin büyümesinden  de belirtileri anlaşılır.

Nazarı bilinçli olarak gerçekleştiren insanlar, çok azdır. Bu olay parapsikoloji konusuna girer.

Kısaca Belirtileri:

  • Erişkinlerde; şiddetli baş ağrıları, yürek darlığı, halsizlik, kulak uğultusu, agresif çıkışlar, tahammülsüzlük, irili ufaklı sakatlıklar...
  • Evde; bereketsizlik, sürekli bir şeyler kırılma, her şeyi çirkin görme, yangın, su baskını..
  • Günlük hayatta; yaşamdan uzaklaşma, hemen her işte isteksizlik, ekonomik, teknolojik ve sosyal ilişkilerde uzun süreli başarısızlık, evlenememe, ...
  • Çiftlerde; huy değiştirme, gereksiz kavgalar, soğuk atmosfer, ani parlamalar, küçük bir konudan boşanma safhasına gelme...
  • Çocuklarda ise; aşırı huysuzluk ve sürekli ağlama, sağa sola çarpma,uyuyamama... olarak gözlemlenebilir. 
"Bunlardan biri, ya da bir kaç tanesi sizde var ise önce doktor, psikolog gibi uzmanlara başvurarak fiziksel ve psikolojik bir sorun olmadığından emin olun. Bununla birlikte, bazı önlemleri ve uygulamaları yapmamız, faydasını görebileceğimiz  yan tedbirlerdir."

Nazardan bilimsel olarak korunma yöntemleri:
  1. 3 günde bir akşam saat 7 de çıplak ayakla 10 dakika aralıklarla 3 kez kırmızı toprağa basmak.
  2. Duş alırken kolunuzun sol kısmına ılık suyla daha fazla su döküp sağ kolunuzu havaya kaldırmak.
  3. Ayna karşına geçip gözlerinizin 7 saniye bakıp sonra,elinizin baş parmaklarıyla gözlerinizi ovuşturup,ıslak bir bezle gözlerinize tampon yapmak.
NOT: Yukarıda verilen nazardan korunma yöntemleri sadece nazarın fizyolojik ve psikolojik açılımları ile ilgilidir.
Nazarın parapsikolojik etkilerinden korunmayı dualar ile yapmak daha sağlıklıdır.

Bilimsel tanımı öğrendikten sonra; günlük hayatımızda nazaran korunmak için  hangi önlemleri alabiliriz, bunlara bakalım.

  1. En önemlisi, insanların dikkatini çekecek paylaşımlardan uzak durun.
  • başta çocuğunuzun,
  • evinizin,
  • sofranızın(bu nazar olmasa da nezaketsiz bir paylaşımdır)
  • kendinizin,
  • her gittiğiniz yerin, fotoğraflarını paylaşmak. En iyisiyle gıptaya, en kötüsüyle tahrik ve hasede neden olur. (Bu arada hatırlatayım ister haset, ister sevgiyle olsun fark etmez keskin ve içten bakış nazar kavramına girer.)
  1. Her iyi olan durumunuzu çok fazla dile getirmeyin.
  2. Çocuğunuzun her hareketini abartarak insanlara aktarmayın.
  3. Eşinizle olan muhabbet ve jestleri insanların gözüne sokmayın.
  4. Evinizi ve eşyalarınızı, konu komşuyla yarıştırmayın.
  5. Çocuklarınızın ders başarılarıyla övünmeyin (o kadar ki; bazı anneler, kendi çocuğundan daha fazla sizin çocuğunuzun dersiyle ilgileniyor. Haberiniz olsun.)
  6. Maaş-gelir konularını, hiç açmayın bile.
Özet olarak, karşınızdaki insanın hassasiyetini tetikleyecek paylaşım ve söylemlerden uzak durun.
[adace-ad id="303049"]

Oldu ki, "biz de insanız! Başkaları hassas diye ben hayatıma, bu kadar ambargo koyamam" diyorsanız, en azından bazı zor olmayan tedbirleri uygulayabilirsiniz.
  1. Bildiğimiz ya da öğreneceğimiz dualar. ( frekans mı dersiniz, inanç mı dersiniz, metafizik mi? Artık siz bilirsiniz. Etkisine gerçekten şahit olduğum yegane şey, DUA'dır.)
  2. Evimizi sık sık pozitif enerji için havalandırıp, sirkeli suyla dezenfekte etmek çok işe yarayacaktır.(özellikle elma sirkesinin bioenerjisi çok yüksek, faydaları evimi sirke ambarına çevirecek kadar, başımı döndürdü. Tarifime  aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
  3.  Sirkeyi, salatalarda ya da suyla karışık tüketmek,
  4.  Çocuğumuzun kıyafetlerini sirkeli suyla durulamak. kısaca sirkeyi hayatımızın her alanında kullanmak.
  5. Yine bioenerji olarak bazı özel taşlardan faydalanmak:
  • Akik, çocuklar için dinen de tavsiye edilmiş muhteşem bir taş. Kendi enerjisini temizleme özelliğiyle diğer bütün taşlara fark atıyor.
  • ametist, hem şıklığı hemde çektiği kötü enerjiyle evimizde ve üzerimizde bulundurmamız gereken bir taş. Güneş, su, kuvars kristaliyle belli periyotlarla temizlememiz gerekiyor.
  • nazar boncuğunu şahsen tavsiye etmiyorum.
5. Evimizde dedi kodu yapılmasına müsaade etmemek.
6. Enerjisi sizi rahatsız edenlerin yanında mümkünse hiç bulunmamak.

Not: Bize büyüklerimiz dilin zekatı "Maşallah" demektir, diye öğütlemiştir.

Bilginize....


Gülhanım Polat

gucaliskan@hotmail.com

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Üzüm sirkesi

Elma sirkesini anlatıp ta üzümü geçmek olmaz  Kan yapıcı ve bağışıklık kuvvetlendirici olduğundan diyicem ama... gerçek neden komşumun annesinin ilaçsız temiz bahçesinden ikram ettiği siyah üzümü sirkeyle değerlendirmek istemem😊. Özellikle taze ve diri olanları yedikten sonra yumuşamaya yüz tutmuşları sirkeyle değerlendirmek hem israfın önüne geçiyor hemde geri dönüşümün mucizevi şifasından faydalanmış oluyorsunuz.    Fark ettim de mucize kelimesini çok sık kullanmaya başladım. Oysaki  hayatımda sürekli monotonluktan dem vururum.  Günlük rutin koşuşturmaları hızla yaptığımdan bu detayı kaçırmış olmalıyım ne büyük  bir kayıp... Meyvesinden çöpüne,  bedene uyumundan aldığın neticeye kadar mucizelerle donatılmışız ve bunu ancak birilerine yazarken fark ediyorum. Anlaşılan monoton olan hayat değil algı ve bakışlarımmış. Şahsen çok utandım .  Bu kısa iç hesaplaşmadan sonra gelelim üzüm sirkesi tarifimize. Ön hazırlıklar ve tüm aşamalar aynen elma sirkesi gibi  bir kaç küçük

Şalgam suyu

"Asrın belaları   Nereden geldiğini bilmediğin parayı kullanmak,  Doğruluğuna emin olmadığın her  söze inanmak(medya gibi..)   Ve içinde ne olduğunu bilmeden (haram-helal) yemek ve içmek."     Her şey sağlıkla başlıyor. Onun için yediklerimize ve içtiklerimize özen göstermemiz şart.   Yok boyasıydı, yok katkısıydı, yok şekeriydi derken yine bir beyin yanması.. Biz bu hallere nasıl geldik.   Aslında şaşmamalı; Anadolu gibi bereketli  topraklardan böyle vitaminsiz hastalıklı bedenlerin çıkmasına . Neticede bizim doğal olan neyimiz varsa ucuza aldılar; gelişmişlik adı altında  kimyasını bozup janjanlı ambalajlarla özendirip pahalıya sattılar. Sonra milleti bu hazır illetine bağımlı yapıp "bunlar zararlı, doğal olanı yararlı, hayatınızı geri almak istiyorsanız hayatınız verin dediler.."   Kısacası bizi aptal yerine koydular. Aklımız başımıza  geldi ama öyle şehir hayatında radikal kararlar almak düzenin gidişatına ters; üstelik hiçte kolay olmuyor. Şu z