“Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı
bir şey yemiş değildir.” (Buhari, Bûyû, 15)
"Sıfırdan başlamak" bu tabirin ne kadar önemli olduğunu şu an yaşadığımız imtihanlar ve günümüz gidişatından gayet iyi kavrayabiliyorum. Eskiden bu tabiri kullanmak bir onurdu. Ama öyle laf olsun diye söylenmezdi, altı doluydu. "Çalmadım çırpmadım kendi alın terimle ulaştım". "Çocukluklarıma haram lokma yedirmedim" Bu günlerde bu sözler o kadar anlamını yitirdi ki...
Artık hayata hızlı girişler, bir gecede zengin ve şöhret olma gibi şeylerle insanlar, fark atmanın derdine düştü. Korkuyorum "huzur" kavramı artık efsanelere konu olacak diye.
Annem anlatırdı babam dışarıda bekçilik yaparken Erzurum soğuğunda kafasını tuğlaya koyarak uyuduğunu eve gelince de bıyıklarındaki buzları tarayarak temizlediğini. Ona rağmen ihmal etmezdi bulduğu çiçeği( çiçek dediğime bakmayın bazen bizim oranın yaban otları da olurdu) başucuma koymayı. Babam yetim büyümüştü ama asla bakmamıştı kimsenin eline. Göz bile dikmemişti kimsenin malına, kazancına. Belki lisansları,makaleleri, kredi kartları yoktu ama biz onda öğrenmiştik helal kazancın huzurunu. "Onur nedir"i yaşayarak öğretmişti.
Annem ise ne iktisat ne işletme mezunuydu ne de bir şirketin ceo su. Ama bir ev nasıl idare edilir, yok parayla 6 çocuk nasıl okutulur, iyi bilirdi. Sobadan çıkan külü tekrar tekrar yakıt olarak kullanmak, zeytini tek seferde değil iki seferde ısırmak, eski elbiselerden yeni çamaşırlar yapmak daha neler neler. Oyuncağımız, eşyamız her şeyimiz emekti. En önemlisi israf yoktu. Daha fazlasını isterse çalışırdı. Bizi hiç bırakmazdı başkasına başımızda yorgan sırar, çorap-patik örer,baklava börek yapardı dışarıya. O kadar zahmetle kazandığını görünce bizde kıyamazdık bir şey istemeye, düşünürdük kardeşlerimle birlikte neler yapabiliriz diye. Mahallelinin ayakkabısını geceden alırdık boyamak için. Akşamdan da satmak için koyardık dolaba oraletli suları. Bizde tutmaya çalışırdık geçimin ucundan. Kitaplarımızı alt sınıflara satar, üst sınıflardan da dönem kitaplarını satın alırdık. Onun için kitap çok kıymetliydi, tek bir kere yetmez aynı kitabı defalarca okurduk.....Hakikaten söylemeden edemeyeceğim SEVGİ EMEKTİ (selvi boylum al yazmalıma teşekkürler. Unutulmayacak bir tesbit) Halbuki hepimizin geçmişi bu taktir görmeyen fedakarlıklarla dolu.
Bu kadar bolluk içinde duygu ve değerlerimiz öyle fakirleşti ki. Zaten batının yıllarca bizden almak istediği bu Yüce Hissiyat tı. Maalesef bunu dizlerle, magazinsel rol modellerle elimizden aldılar. Unutturdular bize geçmişimizi.
Ama geç değil! Bizim genlerimiz, tarihe kahramanlıklarıyla damga vuranlardan geliyor. Üç-beş başı bozuk bunu bozamayacak. Yeter ki Bizi Biz Yapan Öz değerlerimize sahip çıkalım!...
∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞
Bize Durmak Yaraşmaz....ileri!
∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞
Yorumlar
Yorum Gönder