Ana içeriğe atla

Niyet ettim hayata


   

Niyeti şimdiye kadar namaz, oruç gibi şeyler algıladık. Halbuki hayatın kendisi bir niyetle başladı. Biz bu niyetin neticesiyiz.

   Kendi başlangıçları mızın da ilk nedeni niyettir. Fakat hep ihmal edilir niyet kısmı. Genelde neticeye odaklanırız; netice ise yine niyetle başlar. İnsan küçük bir sorgudan sonra başlamalı hayattaki yapacaklarına. Sorular basit!

  • Ne istiyorum?
  • Ne için istiyorum?
  • Kimin için istiyorum? 
  • Beklentin ne?
 Bunlar ehemmiyetsiz gelebilir fakat gez-göz-arpacık gibi ilk baştan hesaplanması gereken unsurlardır. Ta ki hedef şaşması yaşanmasın. Gömleği yanlış iliklemek gibi başa dönmeden düzeltemezsin.Şimdi başa dönelim. 

Niyet nedir? 
      
 Niyet işin,
  • Samimiyetidir,
  • Düşüncesidir,
  • Sevgisidir,
  • Amacıdır...dahası ve en önemlisi...Ruhudur!


               “Niyet, bir ruhtur. O ruhun ruhu da ihlastır.” (Mesnevi-i Nuriye)


Aksi tehlikelidir. Sonunu asla kestiremeyiz.


      
       Toplum Aileden başladı. Aileye niyet ise evlenmekten. Bundan sonrası.....
Evlenecek kişi sadece evlenmeye niyet eder. Niyeti sorgulamak, esas unsurdur.

   Neden evlenmek istiyorum?

  • "yuva kurmak" için,
  • "çocuk" için,  
  • "sevdiğim" için, 
  • "yalnız bekar ben kaldığım" için...


Asıl soru bundan sonra geliyor. 
Bunları ne için ve kimin için istiyorsun? Sadece bir tatmin duygusu mu;yoksa topluma bir şeyler katabilecek, hayatı beraber göğüsleyecek biriyle yollarını birleştirmek mi. Unutmayın ki hisle başlayan bir yuva hisle biter. Basit bir formaliteden ibaret değildir bahsettiğimiz konu.
   Dürüstçe kendinize sorun,
  •     Erkek, "kariyer sahibi", "tahsilli", "zengin", "yakışıklı",vs (yeni nesil e havalı olması da yetiyor) kaçırmayayım. 
  •     Kız da aranan kriter daha düşük "güzel", "bakımlı", "yanıma yakışır", "elde edersem başarılıyım" gibi.
  Eğer cevaplarınız bunlarsa Ne olur rahat bırakın evliliğin yakasını. Yeterince aile enkazı var zaten.💥
  • Evliliğe ehil miyim?
  • Yeterince karakter eğitimim var mı?
  • Gizlemediğim gerçek benliğimle eşimi mutlu edebilir miyim? 
  • Bakımsız ve hasta dönemlerinde gereken ilgiyi gösterebilir miyim?
  • Eşimin maddi durumu kötüye gidince üstesinden gelebilir miyim?
 işte bunların cevabı referansınız olacaktır.

    
Başkaları için kurulan dışı masraf, içi boş yuvalardan öteye geçemeyeklerdir.

                                                      
                                             Hata = Niyet = Hata 

Maalesef evlendikten sonrada kaldığı yerden devam ediyor bu zincir.

Çocuk istiyorum! Peki ne için? 

  • "Evimize şenlik",
  • "soyumuz büyüsün", 
  • "herkesin çocuğu var" (hatalı evlilikte yuvayı kurtarma isteğini kesinlikle sağlıklı bulmuyorum.Taki niyet gerçekten düzeltilene kadar aksine çocukta bu cehenneme dahil etmiş olunuyor)

 Asıl sorular ise; 
Çocuk istemekte ki gayeniz ne?

  • Ebeveyn olarak anne baba olmaya ehil misiniz? (Netten bakarak çocuk bakımından bahsetmiyorum)
  • Elinize emanet edilmiş temiz bir defteri, noktasına virgülüne kadar düzgün cümlelerle yazabileceğinize  inanıyor ve bu noktada kendinizi yetiştirebiliyor musunuz? 
  • Ve  daha doğmadan şahsi malınız olmadığını kabul ediyor musunuz?

   Gelişi güzel "Anı yaşamak" diye yapılan hatala körpecik hayatların kararması na neden oluyor.😔 
Üzülerek belirtiyorum ki bozuk niyetten çıkan tüm neticeler sadece aileleri değil, bütün bir toplumu parçalıyor. 
   Neticeleri ispatlamak için belgeler sunmaya gerek yok. Kafamızı kaldırıp çevremize, ekranlara, çoğu zamanda kendi hayatlarımıza bakmamız yeterli. Her yer bunun örnekleriyle dolu. Artık, sokaklarda arayışa düşen çocukları, işkence gören kadınları, nefes almasına bile fırsat tanınmayan körpe yavruları gördükçe yüreğim sıkışıyor.  
    Bahsettiğimiz sadece evlilik ve çocuk üzerine yapılan yanlış niyetlerin neticesi.
    Ev sahibi olmak isteyen, iş sahibi olmak, isteyen okumak isteyen....yaşamak isteyen... hepsi hayatı oluşturan istekler. .
Başından sonuna kadar bu hasarlı ve bozuk niyetler hayatımızı karartıyor. Yanlış temel, felaketlerle sonuçlanıyor.
  "HAY" atımıza  saygıyı,  "Niyeti"mizi düzelterek kazanmalıyız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir annenin itirafı

“Ailenin tek çocuğuydum, yaklaşık beş  yaşlarındaydım. Annem hem geçimi, hem de ev yükünü yüklenmiş biriydi”  diye başladı arkadaşım söze.     Tek  istediğim çocuklarıma mahremiyet eğitimi verirken, okuduğum kitapların yanı sıra, tecrübeli insanların tavsiyelerini almaktı. Aslında o konuşmaya başlayana kadar fazla da ciddiye almamıştım. Hani her konuya özen gösteriyorum ya bu da eksik kalmasın,  cinsinden bir araştırmaydı sadece. Sözlerine devam ederken açıkçası böyle bir itirafı beklemiyordum. Sanki sormam, içini dökmesi için bahane oldu.    Ve devam etti kaldığı yerden ;   babamın da annemin de en büyük sorunu, karnımızı doyurmaktı. Hakikaten ellerinden geleni yapıyorlardı. Hatta biraz abartmışlardı ki erken yaşlarda obeziteyle karşılaştım.   Onlar çalıştıkça bende hırslanıp okuyacağım, çok iyi yerlere geleceğim diye erken yaşlarda kolları sıvamaya başladım. Yaşım ilerledikçe okul birinciliklerim, şiir ve k...

Bilimsel olarak Nazar nedir?

  Hayatımızda en fazla kullandığımız kelimelerden biridir, nazar.   Yeni ev, yeni iş, iyi bir tahsil, güzel-yakışıklı bir eş,  güzel bir çocuk.   Bunlara sahip olmak, nazar kavramını kullanmamız için fazlasıyla yeterli.  Bilimsel kısmını küçük bir alıntıyla açıklayalım.  Nazar Nedir? Nazar halk dilinde göz değmesi, göz yakması, göz çekimi, göz istemi ve göz ışıması olarak bilinir. Arapça nazar'a isabetül ayin denilir. Nazar; bilimsel olarak, gözdeki retina kısmında bulunan ftoreseptör sinirlerinin kasılması sonucu açığa çıkan negatif ve pozitif göz akım ışınım akımına denir. İspatlanmış haliyle Nazarın 3 türlü, Alfa(sarsıcı) Beta (kırıcı,yıkıcı)  ve Gama (yakıcı) ışınları olarak, ışınım etkisi vardır. (Konumuzu ilgilendiren. Halk arasında yoğun görülen, Alfa (sarsıcı) ışını.) Nasıl oluşur? Nazarın oluşa gelmesi için nazarı vuran kişinin, nazara gelecek kişiye negatif ışın göndermesi.  Bu bilinçsiz olarak gerçekleşen bir durumdu...

Üzüm sirkesi

Elma sirkesini anlatıp ta üzümü geçmek olmaz  Kan yapıcı ve bağışıklık kuvvetlendirici olduğundan diyicem ama... gerçek neden komşumun annesinin ilaçsız temiz bahçesinden ikram ettiği siyah üzümü sirkeyle değerlendirmek istemem😊. Özellikle taze ve diri olanları yedikten sonra yumuşamaya yüz tutmuşları sirkeyle değerlendirmek hem israfın önüne geçiyor hemde geri dönüşümün mucizevi şifasından faydalanmış oluyorsunuz.    Fark ettim de mucize kelimesini çok sık kullanmaya başladım. Oysaki  hayatımda sürekli monotonluktan dem vururum.  Günlük rutin koşuşturmaları hızla yaptığımdan bu detayı kaçırmış olmalıyım ne büyük  bir kayıp... Meyvesinden çöpüne,  bedene uyumundan aldığın neticeye kadar mucizelerle donatılmışız ve bunu ancak birilerine yazarken fark ediyorum. Anlaşılan monoton olan hayat değil algı ve bakışlarımmış. Şahsen çok utandım .  Bu kısa iç hesaplaşmadan sonra gelelim üzüm sirkesi tarifimize. Ön hazırlıklar ve tüm aşamalar ...